loader
Biorezonans Tarihi Nedir? Biorezonans Bilimsel mi?

Biorezonans Tarihi Nedir? Biorezonans Bilimsel mi?

Biorezonans Tarihi Nedir? Biorezonans Bilimsel mi?

Çevrenizde somut olarak gördüğünüz her şey aslında farklı frekanslardaki enerji dalgalarından oluşur.
Yani aslında her şey bir enerjidir. Tıpkı Einstein’ın dediği gibi; “Her şey enerjidir ve her şey yalnızca bundan ibarettir.
Sahip olmayı istediğiniz gerçekliğin frekansına uyumlandığınızda, bu gerçekliği yaşamaktan başka bir şey gelmez elinizden.
Başka yolu yoktur. Bu bir felsefe değil, bu bir fiziktir.”

1920’lerde ABD'de ortaya atılan radyonik üzerine şekillenen biorezonans yönteminin keşfedilmek için 1977’ye kadar beklemesi gerekti.
Alman Franz Morell ve oğlu ile mühendis Erich Rasche tarafından geliştirilen metot 1977’de MORA (MOrell-RAsche) olarak piyasa sunulduğunda
bilimsel olarak faydası kanıtlanamadığı için bir tedavi yöntemi olarak kabul edilemedi.
Ama bugün, modern bilim adamları, bu enerjinin, kozmik ve dinamik yönünü; -ısı, ışık, ses, hareket- niteliklerinde ortaya koyabiliyorlar.
Bugün biorezonans alternatif bir yöntem değil, cihazla terapi denilen ve frekansları kullanan bilimsel, matematiksel ve istatiksel bir terapi metodudur.

Peki, biorezonans nedir?

İnsanlar, organlar, hayvanlar, bitkiler, nesneler, su ve gördüğünüz her şey bir enerji yayar.
Hepsi farklı elektromanyetik dalgalar yayar. Vücuttaki elektromanyetik dalgadaki değişimler ile hastalıklar meydana gelir
ve bu alanların düzeltilmesi ile hastalıklara şifa bulunabilir.

Hiçbir kimyasal ilacın kullanılmadığı bir enerji tıbbı yöntemidir.
Peki, bu yöntem nasıl çalışır? Elektromanyetik frekanslar aracılığı ile sağlıksız dokuların yaydıkları frekansı ters yöne çevirerek tekrar vücuda gönderir
ve birbirleriyle karşılaşan frekanslar kendilerini yok eder.
Burada bilinmesi gereken en önemli nokta şudur; ters çevrilip yollanan frekanslardan yalnızca sağlıklı olmayan dokular etkilendiği için
vücudun geri kalan bölümü bu yöntem ile zarar görmez. Bu sebeple yan etkisi olmayan bir yöntemdir.

Royal Raymond Rife ise biorezonans teknolojisinin gelişiminde önemli bir isim olarak öne çıkar.
Rife, 20. yüzyılın başlarında mikroskop ve optik cihazlar geliştiren bir bilim insanıydı.
Mikroskopuyla, canlı hücreleri ve mikroorganizmaları incelemek için özel bir teknik olan "rife frekansları" olarak adlandırılan elektromanyetik frekansları kullanmaya başladı.

Rife'in en önemli çalışmalarından biri, kanser hücrelerini yok eden özel bir frekansın keşfiydi.
Buna göre, her organizmanın kendine özgü bir frekansı olduğu ve bu frekansın etkili bir şekilde kullanılarak hastalıkların tedavi edilebileceği düşünülüyordu.

Biorezonans nedir diye sorduğumuzda, bugün artık neredeyse 400 farklı hastalığın tedavisinde kullanılan
ve oldukça pozitif sonuçlar alınan biorezonans yöntemi için hastalık yoktur, kaynağı tespit edilmemiş bozuk frekans vardır diyebiliyoruz.

    “Geleceğin tıbbı kontrol edilen enerji alanlarına dayalı olacaktır.”
    William Tiller

Yazar.İbrahim Küçükçınar (Sağlık danışmanı)


Etiketler: biorezonans tarih nedir bilimsel İbrahim Küçükçınar

Şimdi Paylaş

0 Yorum

Yorum Yap

CAPTCHA Image 

Benzer Haberler

COVID-19 Salgınında el yıkama ve nemlendirme

COVID-19, 2020'nin başlarında ülkeleri etkilemeye başladığında, düzgün el yıkama hakkında asla çok fazla düşünmeyen insanlar
aniden çok daha düşünür hale geldi. İşte işi nasıl doğru yapacağınız ve ayrıca ellerinizdeki cildin kurumasını nasıl ...

Koronavirüsün Belli Bir Zaman Sonra Mutasyon Geçirmesi Hücrelere Nüfuz Etmesini Kolaylaştırıyor.

ABD Scripps Araştırma Merkezi çalışanlarının  yaptıkları en  son çalışmada mutasyon sonrası D614G olarak kodlanan Covid-19'un eskisinden çok daha dayanıklı ve etkili hale geldiğini açıkladı.

Scripps Research'te yapılan laboratuvar deneylerinde, Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri...

Çift maske takmak virüse karşı çok etkili değil

ABD'nin  Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC), koronavirüse karşı enfeksiyon risklerini azaltmak için iki maske takmayı tavsiye etti.
Japon, bilim insanları yaptıkları simülasyonlarla, ABD'nin önerisinin bilimsel olarak kanıtlanmadığını savunuyorlar.